Aşırtmalı Aba Güreş/Aşırtmalı GüreşÇevir
Eski çağlarda insanlar günlük yaşantısında pek çok zorluklarla karşılaşmış olup bunların karşısında kendisine üstünlük ve güç sağlayacak fiziksel aktivite ve alıştırmalara yer vermiştir. Doğada hayatta kalma ve varlığını sürdürme amacıyla ortaya çıkan bu fiziksel aktivitelere dahil olan antrenmanlardan biri de güreş olmuştur. Gerek hayvanlara gerek insanlara karşı üstünlük sağlamada önemli bir yer tutmuş olan güreş, eski çağlardan bu yana süregelmiştir. Güreş; iki kişinin, belli kurallar içerisinde, güç kullanarak ve bazı güreş oyunlarına başvurarak sırtlarını yere getirerek yenme esasına dayalı bir spor dalıdır. Bu sporla meşgul olan kişiye güreşçi denmektedir. Ayrıca Klasik Türk şiirinde de güreşçi kavramı sıkça geçmiş olup Farsça bir kelime olan “pehlivan/pehlevan” da sıklıkla kullanılmıştır. Aynı şekilde şiirlerde güreş anlamına gelen “küştî” ve güreşçi anlamına gelen “küştî-gîr” de kullanılmaktadır. Bu kelimelerin her ikisi de yine Farsçadır (Yüksel, 2018).
Kaşgarlı Mahmut, Divanu Lügati’t Türk’te “Çalış” ve “Çelme” kelimelerini açıklarken güreş/küreş sözcüklerini kullanmıştır. Aynı şekilde “çalışçı” kelimesini de “Güreşçi” olarak açıklamıştır. Yusuf Has Hâcip ise Kutadgu Bilig eserinde “Güreş”in karşılığı olarak küreşmek/boğuşmak kelimelerine yer vermiştir. Kültür varlığımızın bir parçası olan güreş sporu içerisinde yer alan aba güreşi Türkiye’nin güney illerinde varlığını sürdürmektedir. Aşırtmalı Aba Güreşi, su yüzüne çıkarılması ve tanıtılması gereken kültür değerlerimizden biridir. Aba güreşi, çağlar boyunca değişmemiş olan mücadele şekillerinden biridir.
Aba güreşi, güreş tarihine bakıldığında en eski güreş türlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu güreş, aşırtmalı ve kapışmalı olarak iki şekilde yapılmaktadır. Aşırtmalı Aba Güreşi Gaziantep ve yöresinde, Kapışmalı Aba Güreşi Hatay ve yöresinde yapılmaktadır. Aba güreşinde, aba, kuşak, şort ve köynek gibi motifler bulunmaktadır. Fakat bu güreşte güreşçinin, güreş süresince giydiği abayı müsabaka sonunda gelişi güzel fırlatması ya da çıkarıp atması yasaklar arasındadır. Söz konusu spor ahlakına yönelik kurala bakarak aba güreşinin Türk kültürünü sembolize eden bir nitelik taşıdığı söylenebilir (Gül, Uzun ve Çebi, 2018). Terim olarak aba güreşinin anlamına bakılacak olursa; Aba Güreşi: güreşçilerin sırtlarına aba giyerek yaptıkları bir güreş şeklidir. Yenişme ayakta olup yerde oyun yoktur. Teknik olarak judoya benzemekle beraber karakucak güreşinin bir türüdür. Hatay ve Gaziantep’te yaygındır (Keskin, 1978). Gaziantepli eski güreşçi Ali Güner’in aktardığına göre: Aba güreşi esas Gazianteplilere özgüdür. Hatay’a gittikçe kuralları da farklılaşır, buna göre Hatay’da el atma (aşırtma) yoktur. Bu güreşin asıl adı “Aşırtmalı Güreş”tir. Aba adını sonradan alarak aşırtmalı aba güreşi olmuştur (Keskin, 1978). Adını, sporcuların üzerine giydiği aba kıyafetinden ve sporcuların rakibin omuz üzerinden sağ el aşırarak beldeki kemeri tutma tekniğinden dolayı Aşırtmalı Aba Güreşi adını almıştır. Alta giyilen şort mutlaka diz üstünde olmalıdır. Çünkü Aşırtmalı aba güreşinde şortun paçasından tutmak ve tutarak oyun yapmak serbest olduğu gibi, diz altından tutmak da yasaktır, bundan dolayı şortun diz üstünde olması gerekmektedir. Aşırtmalı aba güreşi bir tür kemer güreşidir. El aşıracak güreşçi, sağ elini rakibin sağ omzundan aşırarak belde bağlı olan kuşaktan tutmasından dolayı adını aşırtmalı aba güreşi olarak almıştır. Aşırtmalı aba güreşinde puan yoktur ve 3 set hâlinde oynanır. 3 setin 2’sini alan güreşçi güreşi kazanmış sayılır. El aşırma ilk sette kura ile yapılır. Kurayı kaybeden güreşçi el aşırır. 2. sette ise diğer rakip el aşırır. Eğer güreş 3. sete uzamış ise tekrar hakemin kura atışı ile el aşıracak güreşçi belirlenir. Her set 10 dakika olup, yenişme olmaz ise galip güreşçi kura atışı ile belirlenir.
Gaziantep ve Hatay’da yaygın olan aba güreşi, görünüş biçimleri, oyun kuralları ve teknikleri ile Judoya benzemektedir. Pek çok benzerliği nedeniyle aba güreşi ve judonun akraba oldukları düşünülmektedir. Fakat Judoda aba güreşi tekniklerine ek olarak Japonların “boğma ve kırış” adını verdikleri iki teknik uygulanmaktadır. Bu bağlamda bakıldığında Türk aba güreşinde rakibe zarar verme ve rakibi incitme amaçlı bir teknik olmayacağı için bu iki teknik aşırtmalı aba güreşinde bulunmamaktadır. Öte yandan judoda olduğu gibi aba güreşinde de ayak oyunları ve denge önemli unsurlardır (Keskin, 1978). Aba güreşinin de diğer güreşler gibi başlarda spordan ziyade askerî eğitim amaçlı olarak yapıldığı düşünülmektedir. Askerlerin formda kalmaları için başlayan bu güreş zamanla spor tarihinde bir spor olarak kendine yer bulmuştur. Türkler güreş oyunlarını gittikleri coğrafyalara da götürüp oralarda da devam ettirmişlerdir. Günümüzde Uzakdoğu sporlarından kabul edilen Japon savunma sporu Judo, Aba güreşinin farklı bir versiyonu olarak kabul edilmektedir.
Aba güreşi sahası kum, toprak veya çimenlik alanlar olmalıdır. Sahanın etrafı tel örgü, kendir veya türevi kalın iplerle çevrili olmalıdır. Bir güreş sahasında birden fazla meydan bulunabilir ve aynı anda birden fazla güreş yapılabilir. Hava şartlarının uygun olmadığı durumlarda kapalı alanlarda minder üzerinde de müsabakalar yapılabilmektedir. Günümüzde ise güreş meydanları genellikle çim alanlardır. Güreşin yapılacağı alanın herhangi bir ölçüsü yoktur. Bir müsabakanın yapılacağı meydanın (çukur) takriben 20-30 metre kare olması yeterlidir. Bir güreş sahasında birden fazla müsabaka yapıldığı için, turnuvaların veya şampiyonaların büyüklüğüne göre sahaların belirlenmesi gereklidir.
Güreşçilerin giydikleri aba genellikle yünden dokunmuş olan, sağlam ve kalın bir kıyafettir. Yakasız olmakla beraber boy ve renklerine göre çeşitlilik göstermektedir. Güreşlerde kullanılan abalar ise kısa abalar olup kol kısımları çıkarılmıştır. Abanın hem çobanlar hem köylülerce giyildiği, aynı köyden olanların yapacakları güreşlerde ise aba renginin değişmediği; ancak farklı köyler güreş yapacaksa her rakibin farklı renkte aba giydiği aktarılmıştır. Bu da modern güreşlerde rakiplerin mayo renklerinin farklı olmasına benzemektedir (Keskin, 1978). Güreşçiler altlarına ise şort adı verilen kısa pantolon giyerler. Güreşçilerin giyeceği şortlar diz üstünde ve sağlam olmalıdır. Çünkü Aşırtmalı Aba Güreşinde diz altından tutmak yasaktır ve güreşçilerin oyun tekniklerini uygularken şortun paçasından tutmaları serbesttir.
Aba güreşinde kullanılan kuşak, yerli halkın günlük hayatta şalvar üzerine bağladığı pamuklu kumaştan yapılmış kemerdir. Dokumasında yerel motifler kullanılır. Kuşak, abanın üzerinden güreşçinin bel bölgesine sıkıca bağlanmalıdır. Kuşak gevşek bağlanırsa, rakip güreşçinin oyun tekniğini uygulaması zorlaşır veya oyunu uygulayamaz. Bundan dolayı meydan hakemi kuşağın gevşek olup olmadığını güreş başlamadan önce kontrol eder. Eğer gevşek bağlanmış ise tekrar sıkı bir şekilde bağlatır ve güreşi öyle başlatır. Güreşçilerin oyunlarını daha rahat yapmaları ve güreşin görselliğinin daha güzel olması için kuşak hakemlerinin, kuşağı sıkı bağlamaları gerekir. Daha önceleri güreşçiler rakiplerinin kuşağını kendileri bağlarlardı. Kuşak bağlanırken güreşçiler abalarını baş üzerine çekerek bağlatırlar ki kuşak bağlandıktan sonra abalarını serbest bıraktıklarında abanın güreşçinin kollarını germesin ve daha rahat hareket kabiliyeti sağlasın. Bu husus da kuşak bağlama açısından önemlidir.
Aba güreşi davul zurna eşliğinde yapılan bir güreştir. Davulla zurnanın eşliğinde güreşçiler şevkle güreş tutarlar. Öyle ki davul-zurnasız bir aba güreşi müsabakası düşünülemez. Davulun tokmağı güreşçilerin ayağına göre tempo tutar. Güreş ezgilerine ise “harbileme” denilmektedir (Şahin, 2003). Müzik, güreşteki tempoya göre yavaşlayabilir veya hızlanabilir.
Aşırtmalı Aba Güreşi hakemleri daha önceleri, güreş yapmış başarılı olmuş köyün ya da bölgenin yaşlı ve sözü dinlenen kişilerinde seçilirdi. 1996 yılında Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu kurulduktan sonra hakemler kursa katılıp, hakemlik ruhsatı almaya hak kazanan kişiler görev yapmaya başlamıştır. Hakemler üzerlerine yerel kıyafet olan siyah şalvar, beyaz gömlek ve yemeni denilen yerel ayakkabı giyerler ve aksesuar olarak da bellerine kuşak bağlarlar. Aşırtmalı Aba güreşinde temel oyunların yanında diğer geleneksel güreşlerde ve minder güreşinde yapılan ve Aba güreşinde yapılmasında bir engel olmayan bütün oyunlar ve teknikler de uygulanabilir. Aba güreşinde oyun teknikleri uygulanırken rakibin diz altından kesinlikle tutulmamalı ve el aşırıp kuşak tutan güreşçi elini oyun yapacağı esnada çözmemelidir. Aşırtmalı Aba güreşinden anlayan insanların normal karşıladığı 3 oyun ve bu 3 oyunun karşı hamleleri vardır. Bunlar; “Sarma, Sardırma, Alıp Kaldırma (Boşa Kaldırma)” olarak özetlenebilir. Sarmak demek, bağda atmak, rakibe hamle yapmak demektir. Her hamle yapan da yani oyuna giren de yaptığı oyunun devamını getiremeyebilir. Çünkü yapılan oyunun bir de karşı oyunu, hamlesi vardır.
Aba güreşi müsabakalarında yenme ve yenilme şu hallerde olur:
- Rakip sırt üstü yere düştüğünde
- Rakibin göbeği yere geldiğinde; yani yüzü koyun yere kapandığında.
- El aşıran güreşçi elini kuşaktan çözdüğünde
- Yere düşen güreşçinin kalçası ve omzu aynı anda yere temas etmesi hâlinde (URL-1).
Gazianteplilerin vazgeçilmez sporlarından olan Aşırtmalı Aba Güreşi, Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu ve Dünya Etnospor Konfederasyonunun kurulması ile birlikte Gaziantep’in yerel güreşi olmaktan çıkmış, ulusal ve uluslararası bir boyut kazanmıştır.
KAYNAKLAR
Gül, Mehmet; Uzun, Recep Nur ve Çebi, Mehmet. (2018). "Türk Kültürlerindeki Geleneksel Oyunlar ve Sporlara Yüzeysel Bir Bakış". Turkish Studies. 13 (26). 655-671.
Keskin, Enver. (1978). Aba Güreşimiz. Ankara: Karacan Matbaası.
Şahin, H. Murat. (2003). Türk Kültüründe Aba Güreşi. Gaziantepspor Kulübü Spor Eğitim Yayınları. Yayın No: 4.
URL-1: https://www.gsdf.gov.tr/tr/spor/aba-guresi/ Erişim Tarihi: 18.03.2022.
Yüksel, Yahya. (2018). "Divan Şiirinde Güreş ve Pehlivanlık". Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature. 4(2). 589-616.
MADDE YAZARI
Öğretmen Mehmet Emin Bay
ISBN
978-625-99966-0-8