Çıkrıncak (Gıcırdak)Çevir
Anadolu’nun kırsal bölgelerinde ve özellikle Yörükler arasında karışık, bazı yörelerde ise takımlar hâlinde oynandığı bilinen bu yetişkin ve çocuk oyunu yaygın olarak Çıkrıncak (Gıncırak, Gıcırdak) olarak adlandırılmaktadır.
Çıkrıncak adı verilen bu oyun/eğlence aracı, adını iki ağacın birbirine sürterek gıcırdamasından almıştır. Literatürde Çıkrınçak adının farklı eğlence araçlarını karşıladığı da tespit edilmiştir. Örneğin, köylerde yetişkinlerin yapıp çocukların oynadığı bir oyuncak olup ağaçtan yapılan ve günümüzdeki atlıkarıncaya benzer bir alete de Çıkrınçak denilmektedir. Halk ağzında dönme dolap, Çıkracık; atlı karınca ise Çıkrancık, Çıkırancık şeklinde isimlendirilmiştir. Çocukları yürümeye alıştırmak için kullanılan üç tekerlekli arabaya da Çıkrıncak ve bazı yörelerde Çevirgeç denilmektedir. Çevirgeç, aynı zamanda çocukların oynadıkları bir çeşit oyundur (Alçıoğlu, 2012: 39; Yıldız Altın, 2021: 72-73; Yılmaz, 2013: 331). Çıkrıncağa bazı yerlerde Gıcırdak denilmekte olup halk ağzında buna çocuğun yürümesine yardımcı araç (Güngör, 2016: 690) şeklinde karşılık verilmektedir.
Oyun, tahterevallinin bir benzeri olarak tasvir edilmekle birlikte gerek kuruluş (Çıkrınçak düzeneğinin kuruluşu, üzerine binilen direğin bir daire oluşturacak şekilde ine kalka dönmesi) gerekse oynatma biçimleri (yetişkin kadınlar ve erkekler tarafından oynanır) bakımından bir çocuk oyunu olan tahterevalliden farklılıkları bulunmaktadır (Yıldız Altın, 2021: 71). Bu bakımdan Çıkrıncak hem tahterevalli gibi inip çıkan hem de atlıkarınca gibi dönen bir oyuncak şeklinde tarif edilebilir (And, 2012: 140).
Oyunda 1 veya 1,5 m derinliğinde bir çukur, yüzeyi dışbükey (muhaddep) bir taş, toprak ve çakıl, zeytinyağı ve kömür tozu, katran, iki adet 4 veya 5 m uzunluğunda silindir ağaç direği, dört adet küçük destek sağlayıcı dayak ve ip olmak üzere binmeli oyun araç-gereçleri kullanılmaktadır.
Anadolu’nun neredeyse hemen her bölgesindeki yaylalarda yaşayan Yörükler arasında oynanan Çıkrınçak adı verilen oyun aracı, bazen dönüşünden bazen de iki tahtanın birbirine sürtmesinden dolayı çıkan sesten dolayı yörelere göre farklı isimler almıştır. Cıngırak, Çıngırak, Çıkrınçak, Çığırancık, Çıkrımbaç, Çıkrıncah, Cıngırdak, Cıngılak, Cıngıllak, Cıngırık, Cıngırlak, Çıngırdak, Çıngırçak, Cızlağı, Cungurçek, Cungurluk, Çöğmen, Çöylençok, Çöğlençüş, Cızzak, Gancırdak, Gıldırgaç, Gıcır, Gıcıran, Gıncırak, Gıncırdak, Gıngıç, Gıngılıç, Gıcıgıncırlık, Gındırcık, Gındırcak, Gıngırcık, Gıçırdak, Gıcırdak, Gıcırgan, Gıyrımcak, Gıcırtma, Gıcırık, Gıngırcık, Kıcırlık, Kıçırdak, Döndürgeç, Zıvkaç, Zatlanmak bu isimlendirmelerden bazılarıdır. Bu isimlerden biraz farklı olarak oyun Rize-Kalkandere’de muhtemelen zır-zur gibi sesler çıkardığı için Zivori şeklinde isimlendirilmiştir (Yamakoğlu, 2002: 548). Oyunun sıklıkla kırsal alanlarda ve genellikle yaylalarda oynanmasının en önemli sebeplerinden biri, Gıncırak düzenini kurmaya yarayan ağaçların yaylada kolayca bulunabilmesinden kaynaklanmaktadır (And, 2012: 140-141; Çolak, 2009: 299; Doğaner, 2013: 242; Eke, 2021: 52; Özdemir, 2006: 108, 284; Tan, 2002: 345; Tekeli Korkmaz, 2019: 160, 221; Yıldız Altın, 2021: 72; Yılmaz, 2013: 30).
Çıkrıncak, genel olarak Yörükler arasında yaylalarda gündüz veya akşam vakitlerinde icra edilmiştir. Bununla birlikte Çıkrıncağın özellikle düğün ve bayram günlerinde köy meydanları ve harman yerleri; ova, kır veya otlak gibi açık alanlarda kurulup oynandığı bilinmektedir (Demiriz, 2002: 462; Yılmaz, 2013: 63, 73).
Çıkrıncak, kadınlar ve erkekler arasında karma şekilde oynanan çevirmeli/döndürmeli bir yetişkin oyunudur. Isparta’da 8-15 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklarının karışık veya ayrı ayrı oynadıkları çocuk oyunu olarak bilinmektedir (Yılmaz, 2013: 331).
Normalde karşılıklı iki kişinin göbek üstüne uzanarak veya iki bacak arasında binme şekillerinde oynanmakla birlikte ağaç sağlam olduğu takdirde bu oyun altı kişiye kadar oynanabilmektedir (Ahmet Baha, 1933: 213).
Safranbolu ve çevresinde oyunun hazırlık aşamasında ilk önce yere 1 veya 1,5 m derinliğinde bir çukur kazılır. Bu çukurun orta yerine yüzeyi dışbükey (muhaddep) bir taş yerleştirilir. Taşın etrafı toprak ve çakıllarla iyice sıkıştırılarak zemin sağlamlaştırılır. Bu sayede taşın herhangi bir zorlama durumunda yerinden oynaması engellenmiş olur. Çukura yerleştirilen taşın ortası çukurdur. Bu çukurun dibine bolca zeytinyağı ve kömür tozu konulur. Ardından bu yağlı ve kömür tozlu çukura 4 veya 5 m uzunluğunda ve taşın çukuruna uygun olan kalın ve silindir biçimli bir direk yerleştirilir. Silindir direğin herhangi bir zorlama halinde sağa veya sola doğru eğilmemesi için dört küçük dayak toprağa gömülür. Silindir direğin taşa girecek ucu katranla tamamen katranlanır. Böylece silindir direk, taşın içine kolaylıkla itilir. Toprağa gömülen ve direği tutmaya yarayacak destek dayaklarının direkle birleşen kısımlarına zeytinyağı dökülür. Taşın içine yerleştirilen silindir direğin üzerine yaklaşık 4 m uzunluğunda başka bir silindir direk konulur. Yerleştirilen bu direğin tam orta yerine bir oyukluk açılır. Bu oyuğa daha önce taşa yerleştirilen silindir direk yerleştirilir. Oyuk arasına kömür tozu ve zeytin yağı konulur. Silindir direğin ortasına yerleştirilen ikinci silindir direğin her iki uçlarında birer adet elle tutulabilecek ağaç ve ipler bulunur. Bu ipler ve ağaçlar, oyuncuların yuvarlanmasını veya düşmesini engeller. İkinci silindir direğin her iki uç tarafının yere bakan kısımlarında oyuncuların sıçramaları için topraktan tümsekler yapılır. Böylece Çıkrıncak veya Gıcırdak adı verilen oyun aracı kurulmuş olur (Ahmet Baha, 1933: 211-213).
Isparta’da, 7-18 yaş arası çocuk ve yetişkin oyunları arasında yer alan Gıncırak, genellikle büyükler tarafından hazırlanır. Köy meydanlarında veya harman yerinde kurulur. 1 veya 1,5 m uzunluğunda ucu sivri bir kazık yere çakılır. Çakılan kazığın etrafı sağlamlaştırılır. 5 veya 6 m uzunluğundaki genç çam veya ardıç gibi ağaçlardan hazırlanan silindir direğin orta noktası sivri kazığa geçecek şekilde delinir ve bu ağaç kazığa oturtulur. Döndüğünde kayması ve ses çıkarması için meşe odunu kömürü ile gaz yağı, tereyağı veya katran sürülerek oyun aracı hazırlanmış olur (Yılmaz, 2013: 331).
Kastamonu’da Döndürgeç adıyla bilinen Çıkrıncak, döner salıncak şeklinde tarif edilmektedir. Bunun hazırlanışında 15 cm kalınlığında, 6 veya 7 m uzunluğunda yuvarlak bir çam gövdesinin iki ucuna 50 veya 60 cm uzaklıkta ve 70 veya 80 cm uzunluğunda iki tutacak çakılır. Yuvarlak gövdenin orta noktasının altına, kazığın tepesinin yerleştirilmesi için 5 cm derinliğinde ve 7 veya 8 cm genişliğinde bir yuva açılır. Bu işlemlerden sonra toprağa girecek yeri sivri olan bir kazık sallanmayacak şekilde toprağa çakılır. Kazığın toprak üzerinde kalacak kısmı çocukların yaşlarına göre ayarlanır. Bu kazık genellikle 1 m yüksekliğindedir. Kazığın tepesine biraz tereyağı ve meşe kömürü konulur. Dönecek olan çam gövdesi de kazığın tepesine yerleştirilir. Böylece dönen bir tahterevalli elde edilmiş olur. Kiloları birbirine yakın olan iki çocuk çam gövdesinin uçlarına oturur ve iki elleriyle tutacaklardan tutarlar. Bir çocuk ortaya yakın bir kısımdan çam gövdesini döndürmeye başlar. Çıkrıncağın hızlı dönmesi için çocuklar genellikle bu alete karınlarının üzerine uzanır şekilde binerler ve dönerler. Bu yörede Çıkrıncak daha yüksek ve kalın kalaslarla yapılmış olup bu alete büyükler de binmiştir (Tan, 2002: 345-346).
Konya’nın Ilgın ilçesinde Gıcırdak adıyla bilinen bu oyun, dört erkek oyuncu ile oynanan bir grup oyunudur. Oyunun bu bölgedeki oynanışı, diğer bölgeler ile benzerlik göstermektedir. Sivri uçlu bir odun dikey olarak yere dikilir. Odunun üzerine oyulan yuvaya bir başka odun yerleştirilir. Bu oyuğun yağlanması ile yerleştirilen ikinci odunun hareket etmesi sağlanır. İki kişi kısa tarafa, bir kişi uzun tarafa binerken dördüncü kişi havada kalır. Direk hızlı bir şekilde döndürülerek oyun oynanır (Koçer, 2006: 60).
KKTC’de Gıcırdak adıyla bilinen oyun da dört oyuncu ile oynanan bir grup oyunudur. Sivri uçlu bir odun dikey şekilde yere dikilir. Odunun üzerine bir yuva oyularak bu oyuğa sırık yerleştirilir. Bu oyuk yağlanır. İki kişi kısa tarafa, bir kişi de uzun tarafa biner. Tek kişi ise havada kalır. Sırık hızlandırılarak döndürülür (Alişar, 2002: 412).
Kayseri’de Çığırancık adıyla bilinen oyun, karışık oynanmakta olup oyuncu sayısında bir sınırlama yoktur. Oyun için yaklaşık 1 m uzunluğunda kalın bir kazık, bir at arabası tekerleği, ikinci bir çatal kazık, uzunca bir sırık ve ip gerekmektedir. İlk olarak kalın kazık toprağa sıkı bir şekilde sabitlenir. Ardından at arabası tekerleği, yere sabitlenen kalın kazığa yatay biçimde monte edilir. Çatal kazığın çatal kısmına da denge merkezi göz önünde bulundurularak uzun bir sırık monte edilir. Sırığın iki ucuna ip geçirilerek oyun aleti hazırlanmış olur. Sırığın uçlarına yerleştirilen iplerin iki ucu birleştirilir ve böylece dönen salıncak tipi oluşturulur. Hazırlanan salıncağın iki ucuna iki çocuk oturur. Üçüncü çocuk ise tekeri çevirir. Çevrilen teker ile ipte oturan çocuklar aynı istikamette dairemsi hareketler ile hem dönerler hem de salınırlar (Çolak, 2009: 299).
Ağaçlar vasıtasıyla kurulan Çıkrıncağın oynanış şekli, genel itibariyle tahterevalli oyunuyla benzerlik göstermektedir. Toprağa konulan taşın içine yerleştirilen silindir direğinin üzerine konulan ikinci silindir direğine oyuncular karşılıklı olmak üzere her iki ucuna birden sıçrayıp direğin uçlarından elleri ile tutarlar. İkinci silindir direğinin iki ucuna asılan oyuncular gövdelerinin ağırlığına göre bu direği toprağa doğru bir aşağı bir yukarı indirirlerken ayakları temas eden oyuncu kümesi toprağı hızla iter ve böylece Çıkrıncağı hızlı bir şekilde döndürmeye başlarlar. Taşın içine yerleştirilen silindir direği, oyun esnasında sağa veya sola doğru kendi etrafında döner. Aynı şekilde bu direğin ortasına yerleştirilen ikinci silindir direk de sağa veya sola doğru hızlı devirler yapar. Bu sırada silindir direği, oyuncuların ağırlığına göre, tahterevallide olduğu gibi, aşağı ve yukarı şekilde hızlı inme ve yükselmeler yapar. Bu sırada taşın içinde bulunan silindir direğin haznesindeki ve silindir direğin ortasına yerleştirilen ikinci silindir direğin oyuğundaki kömürler oyuna adını veren gıcırdama sesi çıkarmaya başlar. Ebe rolünün yer almadığı ve dayanıklılığın esas olduğu oyunda düşmeden en fazla devir yapan oyuncu grubu oyunun galibi sayılır (Ahmet Baha, 1933: 213).
Çıkrıncak ip yardımıyla tutunarak, karın üzerinde uzanarak veya ata biner gibi oturarak kullanma olmak üzere üç farklı şekilde oynanmaktadır.
Isparta’da “eğlence amaçlı” ve “yarışma amaçlı” olmak üzere oyun iki farklı şekilde oynanmaktadır. Oyun, eğlence amacıyla oynandığında alete binen çocuklardan biri göğsünü sırığa dayanmış vaziyette koşarak Gıncırağı döndürür. Gıncıraktaki diğer oyuncular ise karın boşlukları üzerinde bu sırığa sıkıca yapışırlar. Gıncırağın dengeli bir şekilde dönmesi için tahtanın uzunluğuna göre her iki tarafta eşit sayıda çocuğun bulunması gerekmektedir. Gıncırağın yarışma amaçlı oynanması durumunda çocuklar, üç veya dört kişilik iki takıma ayrılırlar. Takımlardan birer kişi yatar vaziyette tutunarak Gıncırağı hızlıca döndürürler. Bu dönüş sırasında Gıncırağın hızlanması için oyuncular ayaklarını belli aralıklarla yere vururlar. Gıncırak dönerken diğer oyuncular da oyun aracına atlayarak binmeye çalışırlar. Takım oyuncularından hangisi yere düşerse o takımın oyuncusu yanmış/elenmiş olur. Yerine aynı takımdan diğer oyuncu atlayıp tutunarak oyunu oynamayı sürdürür (Yılmaz, 2013: 331).
Alet üzerinde uzun süre dönmek oldukça zordur. Başı dönen ve yorulan oyuncu kendini bırakır ve yerine aynı takımdan diğer bir kişi devam eder. Ani düşme ve atlamalarda oyun aletinin dengesi bozulduğu için sırık üzerindeki oyuncunun dikkat etmesi gerekir. Oyunda kazanan ve kaybedenin belirlenmesinde aletin bu yönü belirleyicidir. Bu eğlence aracı, hızlı dönmesi sebebiyle zaman zaman tehlikeli durumlar meydana getirmiştir. Dayanıklılığın esas olduğu oyunda ebe rolü bulunmamaktadır. Oyunda hızlı döndürülen Çıkrıncaktan düşmeden bu oyun aracında en fazla devir yapan oyuncu grubu oyunun galibi sayılır (Ahmet Baha, 1933: 213; Yılmaz, 2013: 131, 331).
Bazı Yörükler arasında bu oyun halk sağaltmasında kullanılmıştır. Anadolu’nun bazı bölgelerinde göbeği düşenlerin, göbeğinde su birikenlerin suyu eritmek için yani şifa amacıyla Çıkrıncağa bindikleri bilinmektedir (Doğaner, 2013: 242).
Arif Nihat Asya’nın Rübâiyyat-ı Ârif-II adlı kitabındaki “Başdönmesi” adlı şiirinde çıkrıncak ile ilgili şu dörtlük geçmektedir (Asya, 2014: 140’tan aktaran Yavuz, 2020: 99):
“Kalbimdeki iğne, bir kovandan kalma…
Darlık nefesimde, bir dumandan kalma…
Her halde, nöbet nöbet, bu baş dönmesi de
Çıkrıcağa bindiğim zamandan kalma.”
Çıkrıncak oyun aletinin çıkardığı ses dolayısıyla zaman zaman sözlü kültür ürünlerine yansıdığı görülmektedir. Çankırılı Ozan’a ait bir dörtlük şu şekildedir (Çankırılı Ozan, 1938d: 3’ten aktaran Karaca, 2017: 208):
“Çıkrıncak, salıncak, türkü avazı
Geçerdi her yerde ahenk, sazı
Udların, teflerin çılgın niyazı
Kalblere meserret eylerdi ihsan.”
Köy ve kasaba gibi kırsal kesimler ile yaylacılığın Anadolu’nun birçok bölgesinde azalması ve gençlerin çalışmak için şehir merkezlerine gitmesi ile birlikte günümüzde bu oyunun yaşatıcısı ve aktarıcısı neredeyse kalmamıştır.
Oyunda dayanıklılık, denge ve dikkat esas olup beden ve zihnin uyumlu bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir.
KAYNAKLAR
Ahmet Baha. (1933). “Çıkrıncak”. Halk Bilgisi Haberleri. (21-22): 211-213.
Alçıoğlu, Esin. (2012). Pertev Naili Boratav Sözlüğü (Pertev Naili Boratav’ın Eserlerinde Geçen Folklor Malzemesinin Tahlili). Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Sakarya: Sakarya Üniversitesi.
Alişar, Fahrettin. (2002). “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Oynanan Çocuk Oyunları III”. Türkiye’de Çocuk Oyunları: Derlemeler. Yay. hzl. Bekir Onur, Neslihan Güney. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. 409-414.
And, Metin. (2012). Oyun ve Bügü - Türk Kültüründe Oyun Kavramı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Çolak, Faruk. (2009). Geleneksel Kayseri Çocuk Oyunları ve Halkbilimsel İncelemesi. Konya: Kömen Yayınevi.
Demiriz, Serap. (2002). “Ayaş Çocuk Oyunları ve Oyuncukları”. Türkiye’de Çocuk Oyunları: Derlemeler. yay. hzl. Bekir Onur, Neslihan Güney. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. 460-478.
Doğaner, Ali. (2013). Çukurova Bölgesi Konargöçerlerinde Halk Kültürü ve Halk Edebiyatı. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi.
Eke, Sinan. (2021). Gerede (Bolu) İlçesi Çocuk Oyunları. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi.
Güngör, Okan Celal. (2016). Türkçede Çocukla İlgili Söz Varlığı. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.
Karaca, Murat. (2017). Türkiye’de Panayır Kültürü ve Çankırı Panayırları. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
Koçer, Nurseher. (2006). Ilgın (Konya) ve Köylerindeki Halk Edebiyatı Ürünleri Üzerine Bir İnceleme. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.
Özdemir, Nebi. (2006). Türk Çocuk Oyunları. Cilt 1, Ankara: Akçağ Yayınları.
Tan, Nail. (2002). “Çocukluğumun Oyunları”. Türkiye’de Çocuk Oyunları: Derlemeler. yay. hzl. Bekir Onur, Neslihan Güney. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. 342-347.
Tekeli Korkmaz, Sunay. (2019). İhsan Ozanoğlu Halk Dilinden Filolojik Notlar. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kastamonu: Kastamonu Üniversitesi.
Yamakoğlu, Cihan. (2002). “Türkiye’de Çocuk Oyunları”. Erdem Türk Halk Kültürü Özel Sayısı-III. 13(39): 543-549.
Yavuz, Emre. (2020). Arif Nihat Asya’nın Şiirlerinde Şehir ve Medeniyet. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kastamonu: Kastamonu Üniversitesi.
Yıldız Altın, Kübra. (2021). Anadolu Folklorunun İzinde: Türk Folklor Araştırmaları Tarihinde Ahmet Baha Gökoğlu. Ankara: Gazi Kitabevi.
Yılmaz, Mehmet Fatih. (2013). Isparta Çocuk Oyunları. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi.
MADDE YAZARI
Doç. Dr. Kübra Yıldız Altın
ISBN
978-625-99966-0-8