İletişim
Writer

Dr. Öğr. Üyesi Esra Çıplak

Oğlak Geldi / Oğlak Gitti OyunuÇevir

Oyunlar gerek oyunun yeri gerek oyunda kullanılan malzeme gerekse oyunda geçen bir sözden ötürü adlandırılır. Oyunlarla ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde oyunların tasnifi kullanılan malzemenin türüne göre olmuştur. Buna göre değnek oyunları içerisinde zikrolunan ve oyunun içinde geçen söz diziminden müsemma oğlak geldi, oğlak gitti oyunu, tümüne bakıldığında çelik çomak oyunundan iştikak olduğu anlaşılmaktadır (Onur ve Güney, 2002: 515) Oğlak geldi, oğlak gitti oyunu bir çelik çomak oyunudur. Oyunlar; oyuncu(lar), erişimi kolay oyun malzemeleri, ebelik, oyun kuralları, ödül-ceza gibi birkaç unsur ve genel geçer birkaç basit ilkeden oluşur. Oğlak geldi, oğlak gitti oyunu için malzemeler; sopa, kemik, çukur gibi kolay sağlanan malzemelerdir (And, 2003: 134). Oyunlarda oyuncu faktörünün önemli görevlerinden biri ebeliktir. Ebelik çoğunlukla olumsuz bir görev olup kimse ebe olmak istemez, çoğu oyunlarda ebe oyun başında seçildikten sonra oyun boyunca ebelikten kurtulup, bunun başkasına geçme olanağı vardır. Ebe elevay yani beceriksiz ise ebeliği uzun sürer (And, 2003: 136, 259). Oyunların sonu kazananın ödül alması, yenilenin de cezalandırılmasını gerektirir. Oyun cezalarının çoğu, kendi başlarına bir oyundur (And, 2003: 137).

Oğlak geldi, oğlak gitti oyununun tarihî seyri literatürde yer almamasına rağmen kullanılan malzemenin niteliğinden yola çıkarak menşei Hunlara kadar uzanan bir oyun olduğu söylenebilir. Değnekle ve harekete dayalı oyunlar kategorisinde yer aldığı anlaşılan oğlak geldi, oğlak gitti oyununun bir bölümü olduğu anlaşılan çelik çomak oyunu tarih sayfalarında yer bulmaktadır. Tarihi literatürde sıkça geçen çelik çomak oyunu; Uygur Türklerinde tiktan, valley, velley, çukçuk, aniçuk-baliçuk, gagar, kazık uçurma olarak bilinmektedir (Böreyar ve Yoldaş, 1990: 41-50). Tipik bir çelik çomak oyunu gibi oynanan oyunda atılan baliçuk’u, karşıda bekleyenlerin yakalayamaması, atan kişi açısından şans kabul edilir. Baliçuk’u fırlatan kişi onun düştüğü yerle bulunduğu yer arasını elindeki sopayla ölçer. Mesafe ne kadar uzun olursa Tanrı’ya o kadar yaklaşmış sayılır ve amacına ulaşacağı düşünülür. Türklerin dini inançla ilgili bu oyunu Hun askerleri arasında oynandığı, askerlerin savaştan önce bir taraftan inanç ritüelini yaparken diğer taraftan da eğlendikleri bilgisi aktarılmıştır (Necip, 2013: 451; Yelok, 2005: 195; Öztuncer, 2006: 104). Erkeklere özgün bir oyun olarak bilinen çelik çomak oyunu Atilla’dan sonraki devirlerde Türk kadınlarının da sevdiği oyunlar arasında yer aldığı Çin kaynaklarından öğrenilmektedir (Caferoğlu, 1936: 204; Sevengil, 1959: 128). Yusuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig adlı eserinde “çomak” kelimesinin “Müslüman” anlamında kullanıldığına rastlanır ki bununla ilgili yapılan çalışmada kelimenin etimolojisi ile oyunların dinsel teması arasındaki ilinti belirtilmiştir (Şen, 2011: 480-481). Divanu Lügâti’t-Türk adlı eserde Kaşgarlı Mahmud, tuldı kelimesini açıklarken “er topıknı adhrı bile tuldı” (adam topu çatal değnekle vurdu) (Atalay, 1985: 22-23). Dede Korkut kitabında demir topuzlu sopa (savaş aleti) olarak tanımlanan çomak ile ilgili “… Sert yürürken cins bir ata namert yiğit binemez, binince binmese daha iyi. Çalıp keser öz kılıcı namertler çalınca, çalmasa daha iyi. Çalabilen yiğide ok ile kılıçtan bir çomak daha iyi…” ifadesi kullanılmıştır (Ergin, 1971: 2, 187).

Oyunun temel malzemeleri 10-15cm. uzunluğundaki çelik (çubuk) ile 50cm. uzunluğundaki çomak (sopa) olarak bilinmektedir. Oyun, en az 3 kişiyle oynanır. Oyuncuların her biri ellerine çelik ve çomakları alırlar ve sırayla dizilirler. Tüm oyuncular aynı anda ellerinde bulunan çelikleri havaya fırlatırlar ve çomakların yardımıyla çeliklerini atabildikleri kadar uzağa atmaya çalışırlar. Daha sonra oyuncuların bulunduğu sıraya çelik'i en yakın olan oyuncu ebe seçilir. Seçilen ebe, diğer oyuncuların çeliklerini toplayıp getirmekle cezalandırılır. Ebe, çelikleri toplarken “Oğlak geldi, oğlak gitti” sözlerini hiç nefes almadan ve durmaksızın yüksek sesle söylemek zorundadır. Eğer ebe bunu yapabilirse ebelikten kurtulur ve oyun tekrarlanır. Ebe çelikleri toplarken durur veya nefes alırsa, bu defa ceza olarak kendisine ait herhangi bir eşyasını ya da kıyafetini (örneğin şapka, ayakkabı) diğer oyuncuların önüne bırakır. Oyunculardan biri ebenin çeliğini fırlatabildiği kadar uzağa fırlatır. Ebe çeliğini alıp geri dönene kadar diğer oyuncular da ebenin bırakmış olduğu eşyayı kendi çomaklarıyla döverler. Eşyasının dövülerek daha fazla yıpranmaması için mümkün olduğu kadar çabuk dönmek zorunda olan ebe, çeliğini alıp eşyasının yanına geldiğinde diğer oyuncular da eşyayı dövmeyi bırakırlar. Bunun üzerine ebe, eşyasını geri alır, oyuncular sıralanır ve oyun böylece devam eder (Oğuz ve Ersoy, 2007: 72; Çorum Belediyesi Kültür Yay., 2013: 74).

Çomak (değnek, tahta, sopa) ile oynanan oyun türlerinden olarak oğlak geldi, oğlak gitti oyunu Çorum ilinde oynanan bir çocuk oyunudur. Çorum ilinin Dodurga ilçesinde yapılan araştırmaya göre burada bu oyuna rastlanmış, il merkezinde ise çelik çomak adıyla 15 yaş grubu erkek çocuklarının oynadığına dair bilgi edinilmiştir. Yine bu konuda yapılan çalışmalar bu adla anılan oyunun Çorum’da oynandığına dair bilgiler mevcuttur. Kaynağını geçmişinden alan bu oyun doğal malzemelerle, açık alanda ve çocukların kişisel gelişimine katkı sağlayan bir kültürel tema özelliği taşımaktadır (Ozulu, 2013, 21-22).

KAYNAKLAR

(2013). Çorum’da Oynanan Çocuk Oyunları. Çorum: Çorum Belediyesi Kültür Yayınları.

And, Metin. (2012). Oyun ve Bügü Türk Kültüründe Oyun Kavramı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. 3. Baskı.

Atalay, Besim. (1985). Divanü Lügati’t-Türk Tercümesi. C.2. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.

Caferoğlu, Ahmet. (1936). "Cihan Edebiyatında Türk Kobuz’u". Ülkü Halkevleri Dergisi. İkinci Teşrinisani. VIII(45): 203-215.

Ergin, Muharrem. (1971). Dede Korkut Kitabı. İstanbul: MEB Basımevi.

Necip, Emir Necipoviç. (2013). Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü. (çev. İlkil Kurban). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

Oğuz, M. Öcal; Petek Ersoy. (2007). Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunları. Ankara: Gazi Üniversitesi THBMER Yayını. Genişletilmiş 2. Baskı.

Onur Bekir; Neslihan Güney. (2002). Türkiye’de Çocuk Oyunları: Derlemeler. Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları no: 10. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.

Ozulu, Abdulkadir. (2013). Çorum’da Oyun Eğlence Folklorumuzdan Örnekler. Çorum: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.

Özdemir, Nebi (2006). Türk Çocuk Oyunları. 2 Cilt. Ankara: Akçağ Yayınları.

Öztuncer, Özlem. (2006). Uygur Şiveleri Sözlüğü (A’dan Z’ye Kadar Transkripsiyonlu Metin). Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale.

Sevengil, Refik Ahmet. (1959). Eski Türklerde Drama Sanatı. İstanbul: Maarif Basımevi.

Şen, Serkan. (2011). "Kutadgu Bilig'de Geçen Çomak (Müslüman) Sözü Üzerine". Doğumunun 990. Yılında Yusuf Has Hacib ve Eseri Kutadgu Bilig Bildirileri. Ankara.

Yelok, Veli Savaş; Alimcan Ziyai. (2005). "Uygur Türklerinde Nevruz". Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(2): 183-199.

MADDE YAZARI

Dr. Öğr. Üyesi Esra Çıplak

ISBN

978-625-99966-0-8