İletişim
Writer

Doç. Dr. Fazıl Özdamar

Tek Elma OyunuÇevir

Bir ebenin tek ayak üzerinde sekerek diğer oyuncuları yakalamaya çalışması üzerine kurulu olan Tek Elma Oyunu’nun menşei hakkında elimizde veri yoktur. Ancak bir ebenin tek ayak üzerinde diğer oyuncuları kovalaması kurgusu sebebiyle bu oyunun adlandırılmasında “tek” sıfatı kullanılmış olabilir. Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki “topal tavuk, topal karga, tek ayak, tek bacak, tek kılıç” gibi varyantların adlandırılmasında da görüldüğü üzere oyun, tek ayakla koşma temelli düşünülüp benzetme yapılarak isimlendirilmiştir.

Oyunun icrasında herhangi bir araca ihtiyaç duyulmamaktadır. Ebenin iki ayakla basabileceği bir alanın herhangi bir nesne yardımıyla çizilmesi veya bazı nesnelerin üst üste, yan yana konulmasıyla oyun alanının hazırlanması tamamlanır (Özdemir, 1997b: 318-320; Göktaş, 2013: 15; Özdamar, 2022: 128; Tören, 2011: 62).

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde farklı adlarla oynanan oyun Adana’da “Tek Elma”; Burdur’da “Zimi/Simi”; Bartın’da “Sek Sek”; Erzincan, Sivas, Yozgat’ta “Tek Ayak”; Giresun’da “Tek Bacak”; Sivas’ta “Pirayet”; Niğde, Sivas, Kayseri, Şanlıurfa ve Gümüşhane’de “Topal Tavuk”; Ankara’da “Tek Kılıç”; Ankara ve Mersin’de “Topal Karga” ve “Zımbır Zımba”; Denizli ve Afyonkarahisar’da “Zımba” ve Mardin’de “Zıpla Ayı Zıpla” adlarıyla bilinmektedir (Özdemir, 1997b: 318-321; Kazan ve Kazan Kırçık, 2006: 92; Göktaş, 2013: 15; Karğın, 2018: 218; Özdamar, 2022: 128-129; Demir, 2015: 84; Tören, 2011: 62; And, 2007: 268; Onur ve Güney, 2002: 392; 463). Adı geçen oyunlarda ebeye verilen isimler de farklılık göstermektedir. Örneğin Mardin’de ebeye “ayı”; Mersin’de “topal karga”; Niğde, Konya ve Sivas’ta “topal tavuk” adı verilir. Bu isimler de oyun icrasında sekerek koşup diğer oyuncuları yakalamaya çalışan ebeye söylenen sözün bu oyunun adlandırılmasında etkili olduğunu göstermektedir (Özdemir, 1997a: 125; Özdemir, 1997b: 319; Göktaş, 2013: 15; Demir, 2015: 84; Gümüştaş, 2010: 23; Onur ve Güney, 2002: 392).

Bir grupla oynanan bu oyun, kovalamaca temellidir. Bu sebeple oyun alanının açık ve düz olması gerekmektedir. Oyunun gündüzleri ve yağışsız günlerde oynanması tercih edilir. Çünkü geceleri/karanlıkta ve yağışlı günlerde kovalamacanın yapılması zor ve tehlikeli olabilir (Çolak, 2015: 57-59; Özdamar, 2022: 128; Özdemir, 1997a: 139; Göktaş, 2013: 15). Ancak oyunun bir varyantı olan Pirayet’in kışın kapalı bir mekânda; ağıl, samanlık, ahır gibi yerlerde de oynanabildiği söylenmektedir (Özdemir, 1997a: 138).

Tek Elma Oyunu’nda cezalandırmanın türünü, oyuncuların cinsiyeti ve yaşı belirlemektedir. Birçok bölgede oyunda yasak olan bir eylemi yapan ebe veya ebeye yakalanan oyuncu dövülerek cezalandırılır. Cezada vurma veya tekmeleme gibi eylemler olduğu için bu oyun, çoğunlukla 8-12 yaşlarındaki erkekler tarafından oynanır (Göktaş, 2013: 15; Çolak, 2015: 60-61; Özdamar, 2022: 128; Kazan ve Kazan Kırçık, 2006: 92-93). Ancak kız ve erkek karışık oynandığı bölgeler de vardır. Bu çeşitlemelerde dövme ve dövülme durumu söz konusu değildir (Özdemir, 1997b: 320).

Oyuncular arasından bir ebenin belirlenmesiyle başlayan bu oyunda ebe çoğunlukla tekerlemeyle/sayışmacayla seçilir. Ancak bazı durumlarda ebe seçiminde bilmece sorma, çarpım işleminin sonucunu bulma, yazı tura atma ve kura yöntemi de belirleyicidir. Kura yöntemi şansa dayalı olduğu için oyuncuların ebe seçimine itirazı söz konusu değildir. Diğer seçimlerde itiraz olabilir (Çolak, 2015: 60-61; Özdamar, 2022: 128). Bir diğer belirleme olan yazı tura usulü için metal para gereklidir. Ancak bunun temin edilemediği durumlarda yassı bir taş kullanılır. Uygun bir taşın bir yüzü tükürülerek ıslatılır ve yaş veya kuru tarafın bulunup bulunamaması ile ebe seçimi yapılır. Ebe seçiminin ardından oyun alanının hazırlanmasına geçilir. Oyunun icrasında ebe, belirlenen bir alana iki ayağıyla basabilir. Oyun başlamadan önce belirlenen bu alana “ebe alanı” adı verilir. Bu alan bir nesne yardımıyla bir bölgenin çizilmesi ya da belli nesnelerin üst üste, yan yana koyulması ile belirlenir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde bu alana “daire, zimi, emenine, mane, ebe çizgisi, kale, kare, hane, yuva” gibi farklı adlar verilmektedir (Özdemir, 1997b: 318-320; Çolak, 2015: 54; Özdamar, 2022: 128).

Çizilen veya belirlenen bu alanın içinde ebe iki ayağını basabilir veya dinlenebilir. Oyundaki amaç, ebenin bu alandan çıkıp tek ayak üzerinde, seke seke koşarak diğer oyuncuları yakalamasıdır. Ancak diğer oyuncuların tek ayakla koşma mecburiyeti yoktur. Ebe, kovaladığı oyunculardan birisini yakalarsa bu oyuncu diğer oyuncular ve ebe tarafından dövülür. Yakalanan oyuncu, ebe alanına adımını atana kadar dövülmeye devam edilir. Bu sebeple oyuncular, yakalanan oyuncunun bu alana girmemesi için uğraşırlar. Bu engellemede oyuncuyu tutmak veya çekmek yasaktır. Bu oyuncunun önüne geçilebilir, alanın etrafında set oluşturulabilir. Yakalanan oyuncu ebe alanına girince dövülmekten kurtulur ama ebelik kendisine geçer. Ayrıca ebe alanından çıkıp tek ayakla diğer oyuncuları yakalamaya çalışan ebe, iki ayağını yere basarsa o da cezalı duruma düşer. Bu sebeple oyuncular, ebeyi yormak ve onun iki ayağını yere basması için bin bir dümen çevirirler. Ebenin dövülmesi de yine ebe alanına girmesiyle son bulur. Oyun bu kurallar dâhilinde sürüp gider (Kazan ve Kazan Kırçık, 2006: 92; Çolak, 2015: 194; Göktaş, 2013: 15; Karğın, 2018: 218; Özdamar, 2022: 128-129).

Oyun icrasında ebe, kendisi için ayrılan ebe alanından çıkış ve girişi çeşitli komutlarla gerçekleştirir. Ebe, çizilen bu alandan çıkarken veya girerken “tek elma, zimi, topal tavuk geliyor”, “zımba”, “zımbır zımba” gibi çoğunluğu oyuna adını veren komutlar kullanır (Özdemir, 1997b: 318-319; Göktaş, 2013: 15; Karğın, 2018: 218; Özdamar, 2022: 128-129). Ordu’da ebe, ebe alanından çıkıp bir yasaklı eylem sonucunda cezalandırıldığı esnada tekrar ebe alanına girerken “cumhuriyet” diye bağırır ve bu komutla cezalandırılmayı sona erdirir (Özdemir, 1997b: 318). Kayseri’de ebe, belirlenen alandan çıkıp seke seke oyuncuları yakalamaya çalışırken diğer oyuncular “Ebe, makarnanı keserim.” sözleriyle; Burdur’da “zimi, zimi” diye bağırırlar ve ebenin yanından hızla koşarak veya çeşitli eylemlerle dengesini bozmaya çalışarak ebenin işini zorlaştırırlar (Kazan ve Kazan Kırçık, 2006: 92-93; Özdemir, 1997b: 320). Erzincan’da ise çizilen daire tüm oyuncular için oyun alanını belirler. Bu varyantta sadece ebeye tahsis edilen alan yoktur ve oyun, çizilen büyükçe bir dairenin içinde oynanır. Ebe bu dairenin tamamında sekerek diğer oyuncuları yakalamaya çalışır. Bu varyantta da diğer oyuncuların tek ayakla koşma mecburiyeti yoktur. Sadece çizilen dairenin dışına çıkamazlar. Oyunun diğer varyantlarında olduğu gibi ebe dinlenmek için ebe alanına giremez. Dolayısıyla bu kural, ebenin kısa sürede yorulmasına sebep olur. Bu kurallar dâhilinde ebenin yakaladığı veya oyun alanının dışına çıkan oyuncu, sonraki oyunda ebe olur (Tören, 2011: 62).

Kazanma ve kaybetmeden ziyade eğlenme ve kısmen ceza üzerine kurulu olan bu oyunda cezalandırma durumu oyunu icra eden çocukların cinsiyetine göre değişiklik gösterir. Yasak olan bir eylemi yapan ebe veya oyuncular ile ebenin yakaladığı oyuncu, diğer oyuncular tarafından dövülür. Sadece erkekler tarafından oynanan varyantlarda görülen dövme, güçlü vurmamak şartıyla bazen sırtına yumruk veya bacaklarına tekme olabilir. Bu eylemler, ebe alanına giriline kadar devam eder. Erkekler tarafından oynanan varyantların cezalandırılmasında şiddet söz konusu iken kızlar veya kız-erkek karışık çocuklar tarafından oynananlarda ise dövme ve cezalandırma yoktur (Özdemir, 1997a: 259; Özdemir, 1997b: 318-320; Karğın, 2018: 218; Özdamar, 2022: 134).

Sekerek kovalamaca oyunlarından biri olan ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde (Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Bartın, Burdur, Denizli, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Kayseri, Mardin, Mersin, Niğde, Ordu, Şanlıurfa, Sivas, Yozgat), farklı isimlerle oynanan Tek Elma Oyunu çocuğun fiziksel gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Çocuğun vücudunun düzgün ve orantılı biçimde gelişiminde, vücut yağlarının yakılmasında, kasların güçlenmesinde ve iç salgı bezlerinin çalışmasında bazı aktiviteler önem taşımaktadır. Ebe olan oyuncunun tek ayak üzerinde sekerek koşması da hem belli başlı kasların gelişiminde hem de dengenin sağlanmasında önem arz eder. Yine bu oyunu oynayan çocuk dengede durma, sekme, koşma gibi belli başlı yetenekleri doğal ortamında eğlenerek öğrenir. Ayrıca oyun icrasında çocuk, yakalanma veya yasak olan bir eylemi yapma korkusu ve kaygısı ile cezalandırma sırasında hissettiği acı veya cezalandıran oyuncunun acıma duygusu gibi pek çok duygusal tepkiyi belli oranda yaşayarak öğrenir. Oyuncular da bu durumlarda yaşadıkları duygu yoğunluklarını kontrol etme ve yönetme şansı yakalar (Özhan, 1997: 23-25; Özdemir, 1997a: 318-319; 439; 445-446; Çolak, 2015: 194; Karğın, 2018: 218; Özdamar, 2022: 128-129; Katı, 2020: 312-313). Oyunların bir diğer özelliği de bireyin sosyalleşmesi ve toplum kurallarına uygun hareket etme gibi özelliklerin kazanımına katkı sağlamasıdır. Bir çocuk, grup hâlinde oynanan oyunlarda ebe seçiminden başlayarak herhangi bir kuralın uygulanmasına kadar uyumlu olmayı öğrenir. Uyulmadığı durumda ilk cezayla -oyuna kabul edilmeme- oyun esnasında karşılaşır ve uyumsuzluğun birkaç kez tekrarı durumunda cezanın boyutu ağırlaşır; diğer oyunlara davet edilmez veya gruptan dışlanır. Çocuğa ebeveynin gösterdiği müsamaha oyun oynayan çocuklarda oldukça sınırlıdır. Bu sınır da çocuklarda kurallara uyma noktasında çocuğun gelişimini, bu gelişim ise toplumun bir ferdi olan çocuğun sosyalleşmesi açısından önemlidir (Madi, 2014: 226-227; Özdamar, 2022: 136). Sonuç olarak değerlendirmek gerekirse Tek Elma Oyunu, hem fiziksel ve psikolojik gelişim hem de kuralların uygulanması ve sosyalleşme noktasında çocuğun eğitiminde önemli ölçüde rol oynamaktadır.

KAYNAKLAR

And, Metin (2007). Oyun ve Bügü: Türk Kültüründe Oyun Kavramı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Çolak, Mehmet (2015). Adana Geleneksel Çocuk Oyunları. Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Demir, İlknur (2015). Niğde Geleneksel Çocuk Oyunları ve Halk Bilimsel İncelemesi. Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Göktaş, Aydın (2013). Gesi’de Oynanan Çocuk Oyunları. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Fakültesi. Yayımlanmamış Lisans Tezi.

Gümüştaş, Nihal (2010). Geleneksel Çocuk Oyunlarından Çağdaş Eğitimde Yararlanılması. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Karğın, Dilek (2018). Şanlıurfa İli ve Çevresi Çocuk Oyunları. Ardahan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Katı, Yasemin (2020). “Malatya Geleneksel Çocuk Oyunları ve Çocuk Gelişiminde Oyunun Rolü”. Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi. 8 (22): 309-338.

Kazan, Şevkiye ve Kazan Kırçık Şengül (2006). Dedemle Ninem de Çocuktu: Dünden Bugüne Burdur'da Oynanan Çocuk ve Genç Oyunları. Burdur: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.

Madi, Bülent (2014). “Oyun ve Beyin Gelişimi”, Saraydan Sokağa Oyun. 2. Baskı, (Yay. Haz.: Fatma Akyürek, Gül Özturanlı), İstanbul: Kabalcı Yayıncılık.

Onur, Bekir ve Güney, Neslihan (2002). Türkiye’de Çocuk Oyunları: Derlemeler. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları.

Özdamar, Fazıl (2022). “Şambayadı Köyünde Derlenen Oyun Tekerlemeleri ve Çocuk Oyunlarının İşlevleri”, Folklor Akademi Dergisi. 5 (1): 114-140.

Özdemir, Nebi (1997a). Türk Çocuk Oyunları. C. 1. Ankara: Akçağ Yayınları.

Özdemir, Nebi (1997b). Türk Çocuk Oyunları. C. 2. Ankara: Akçağ Yayınları.

Özhan, Mevlüt (1997). Türkiye’de Çocuk Oyunları Kültürü. Ankara: Feryal Matbaası.

Tören, Arzu (2011). Erzincan’dan Derlenen Çocuk Oyunlarının Çocuk Eğitimindeki Yeri. Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

MADDE YAZARI

Doç. Dr. Fazıl Özdamar

ISBN

978-625-99966-0-8